Amerika’da geçtiğimiz yıl uygulanan 25.5 milyon (evet, yaklaşık nüfusun onda biri gibi) adet estetik cerrahi müdahalesi arasında burun operasyonları ikinci sırayı almaktadır.Ülkemizde de estetik cerrahi müdahaleleri arasında ilk sıralarda rinoplasti yer almaktadır.
Sadece estetik değil!
Kişini yüzünün en karakteristik yapısı olan burun sadece estetik bir organ değil aynı zamanda nefes alma organımızdır. Estetik cerrahi uygularken biz estetik cerrahlar olarak, burnun kusursuz görünümü kadar fonksiyonel yapısının bozulmamasına ve nefes alma problemlerinin düzeltilmesine de önem vermekteyiz. Bunun için muayenelerimizde burnun operasyon sonrası nasıl bir görünüm alacağını hastalarımıza sanal olarak bilgisayar ortamında gösterip karşılıklı fikir alış verişi yaparken aynı zamanda burun iç yapılarını, fizyolojisini, anatomik yapılardaki bozuklukları da inceleyerek nefes yollarını rahatlatmayı planlamış oluyoruz.
Burun operasyonları gerçekten de tecrübe, yetenek ve bilgi gerektiren operasyonlardır. Milimetrik çalışma ve ince hesaplamalar şarttır. Operasyon sırasında yapılacak ufak planlama hataları ve buna bağlı kıkırdak ya da kemik dokularının fazla çıkarılması sonucunda burunda çökmeler deformiteler, kötü görüntü ve en önemlisi nefes almada zorluk oluşabilir. Neyse ki son yıllarda cerrahi ekipman ve aletlerde teknolojinin gelişmesi ve anestezi tekniklerinin ve ilaçlarının mükemmelleşmesi ile burun operasyonları artık çok daha rahat uygulanan operasyonlardan biri olmuştur.
Profiloplasti : Burun ve yüz harmonisi
Operasyon sırasında burnun boyunu uzatmak yada kısaltmaktan, kanat genişliklerini daraltmaya; burun kemerlerinin alınmasından burun ucunu inceltip kaldırmaya kadar pek çok düzeltmeyi yapabiliyoruz. Burun içinde nefes almayı engelleyen yapıları düzeltiyor gerekirse septum cerrahisi uyguluyoruz. Ama bence burun estetiği kadar önemli olan konu, burnun diğer yüz yapıları ile olan ilişkisi ve harmonisi. Çünkü burun kendi içinde ne kadar orantılı ve estetik olsa da geride kalmış bir çene her şeyi değiştirebilir ve yüzü tam ortaya çıkartmaz. Bu bağlamda operasyon öncesinde burun/alın bombesi, burun/çene ucu çıkıntısı ve burun/dudak yapısı ve kıvrımları gibi pek çok parametre incelenmeli ve gerekirse burun operasyonu ile birlikte bir profil cerrahisine de gidilmelidir.Biz bu yeni konsepte Profiloplasti diyoruz.
Hastalarımız bize en çok ağrı ve operasyon sonrası bez tamponların çıkarılması esnasında oluşabilecek acı hakkında sorular yöneltirlerdi.Ama şunu belirtmekte yarar, artık hastalarımız operasyon sonrası burunda hemen hemen hiç ağrı hissedilmediğini ve şişliğe rağmen normal hayatlarına hemen dönebildiklerini artık biliyorlar. Tamponlar yerini, kendinden hava kanalları olan ve çıkarılırken hastalarımızın hiç hissetmedikleri silikon tabakalara bıraktılar. Uygulanna cerrahi müdahaleye bağlı olarak da artık burun dışındaki atellerimizi daha erken zamanlarda (3-4 gün gibi) çıkarabiliyoruz.Tüm bu gelişmeler tabii ki hasta konforunu çok etkiliyor ve rinoplastiye talebi arttırırken korkularını azaltıyor.