Kadınlar, saç kaybı uzmanı plastik cerrah ya da dermatoloğa gelmeden önce, genetik tipte saç dökülmesi teşhisi koyulana dek oldukça meşakkatli yollardan geçerler. Dahiliye, kadın doğum uzmanları, endokrinologlar ve hatta saç dökülmesi konusunda “yetkili” aktarlar ve şifacılarla görüşürler, komşularından fikirler alırlar. Tüm bu görüşmeler neticesinde saç kayıplarının günlük yaşadıkları stres, yorgunluk, düşük tiroit bezi fonksiyonu, adrenalin bezinin az çalışması vb. gibi sebeplere bağlı olduğu hakkında bilgiler alırlar; fakat teşhis edilen bu hastalıklar tedavi edilse de bazen saçlarda dökülme devam eder! Sonunda bizi bulduklarında minyatürleşmiş ve incelmekte olan saçlarına birkaç saniye bakarak teşhisi koyabiliriz: Kadın tipi genetik saç dökülmesi!
Her ne kadar Amerika ilaç ve besin dairesi (FDA) tarafından kadınlarda görülen genetik tip dökülmelerde ilaç olarak sadece minoxidil kabul edilse de bazı tansiyon ilaçları, doğum kontrol hapları hatta finasterid bile bu kadınlarda bu sıkıntıyı aşmak için kullanılmakta .
Minoxidil : Genetik tipte saç dökülmelerinde kadınlarda kullanılan ilaçlar arasında minoxidil %2’lik formu ilk sırayı alır. Günde 2 kez kullanımı önerilir. Minoxidil kullanımı sonucunda yaklaşık %60 kadında saç dökülmesi durmakta ve %5 kadarında saçlarda daha iyi sonuçlar alınabilmekte. Az görülen yan etkileri arasında kaşıntı, vücutta kıllanma (%8 oranında), uygulama bölgesinde kızarıklık ve kepek oluşumu sayılabilir .
Kadınlarda minoxidil kullanımındaki en önemli nota ilacın gerçekten işe yarayacağı konusunda kadınları ikna etmek ve ilaca karşı güven sağlayabilmektir. Çoğu kullanıcı, ilacın etkilerini tam olarak görmeden birkaç ay içinde ilacı terk ediyor ve işe yaramadığını düşünerek bir daha da kullanmıyor. Bazıları da ilacı bıraktığında saçlarının tamamen döküleceğini, bu yüzden ömür boyu kullanmasının şart olduğunu düşünebiliyor. Gerçek olan şu ki minoxidil kullanımından ancak 5-6 ay sonra saçlarda kalınlaşmalar başlar ve kullanıldığı sürece etki devam eder. Bırakıldığında ise genetik sebeplerle oluşan saçlardaki doğal dökülme çizgisine tekrar dönülür. Tekrar kullanılmaya başladığında aynı iyileştirici etki tekrar izlenebilir. Yani uzun süreler aralıklı olarak minoxil kullanılması kadınlarda oldukça ciddi ve kalıcı bir etki sağlar. Polikistik over hastalığına bağlı olarak vücutta kıllanması olan kadınlar, minoxil kullanımında biraz daha dikkat etmeliler.
Spironolakton: Anti androjenik özelliklere sahip bir diüretiktir ve aslen tansiyon ilacı olarak kullanılmakta. Kadınlarda hem androjen hemde östojen hormonları bulunur ve kadın tipi saç dökülme vakalarında bu hormonlar aslında normal seviyelerdedir. Fakat kadın genetik tipte saç dökülme vakalarında, özellikle ön 1/3 ve 2/3 kısımdaki saç folikülleri androjenlere karşı daha duyarlıdır. Spironolakton bu foliküllerdeki androjen reseptörlerine biner, androjen hormonlarının saç kökünü etkilemesini bloke ederek saçlardaki incelmeyi önler, durdurur. Polikistik overli kadın hastalarda androjen hormonlarında artış ve buna bağlı olarak vücutta kıllanma ve akne gibi semptomlar görülür. Bu vakalarda incelemekte olan saçlar için antiandrojenik etkiye sahip spironolakton kullanılması hem saçların dökülmesini durdurur hem de kıllanma, akne gibi semptomları tedavi eder. Spironolakton, bir potasyum tutucu ilaç olduğundan günlük alınan potasyum miktarına dikkat edilmeli, fazla muz yemekten kaçınmalıdır. Mensler arasında hafif kanama, memede hassasiyet, sodyum tutulumunda artış , hafif baş ağrısı gibi yan etkileri olabilmekte. Kullanımı sırasında kan elektrolitleri doktor gözetiminde kontrol edilmeli .
Spironolakton antiandrojenik etkileri nedeniyle erkek fetüste genital anomali yapabilir ve bu yüzden HAMİLE KADINLARDA KESİNLİKLE KULLANILMAMALI.
Finasterid: 1 mg günlük finasterid kullanımının kadınlarda hiç işe yaramadığı bilinmektedir. Güney Kore’de yapılan bir çalışmada normal hormon seviyelerine sahip kadınlarda yüksek dozlarda (5mg günlük doz ) finasterid kullanıldığında saç kalınlığı ve yoğunluğunda artış rapor edilmiştir. Medikal literatürde kadınlarda 2,5 -5 mg günlük dozda finasterid kullanımında belirgin bir yan etki görülmemiş. Erkeklerde ise meme hassasiyeti ve büyümesi gibi yan etkiler görülebilirken erkek meme kanseri oluşumu ile finasterid kullanımı arasında bir alaka görülmemiş. Yine de kadınlarda kullanımı sırasında, özellikle ailede meme kanseri hikayesi olanlarda dikkat etmek ve yıllık mamografilerle takip gerekli. Pek çok ilacı bir arada kullanmak zorunda kalan ve ilaç rejimlerini bozmak istemediğimiz hastalarda ve kardio vasküler problemleri olan kadınlarda saç dökülmelerinde spironolakton yerine finasterid tercih edilebilir. Bu ilaç kullanımı sırasında kan bağışı yapılmamalı ve HAMİLELİK ŞÜPHESİNDE HEMEN TERK EDİLMELİDİR.
Dutasterid: Dihidrotestesteron seviyelerini %90 oranında azaltan bu ilaç erkeklerde sperm sayısını çok azaltırken, kadınlarda güvenli kullanılabilirliği konusunda araştırmalar yetersizdir.
Doğum kontrol hapları ve diğer anti androjenler: Drospirenon ve estradiol içeren doğum kontrol hapları spironolakton benzeri bir anti androjenik etki yaptığından kadın tipi saç dökülmelerinde kullanılabilir. Cyproteron asetat bulunan doğum kontrol hapları ve flutamid içeren sistemik anti androjenler, kadın tipi saç kaybında işe yarama potansiyeline sahip olsa da karaciğer zehirlenmesi (hepatotoxik etki) yapabileceklerinden kullanılmazlar.
Ketokonazol içeren şampuanlar: Saçlı deride oluşan yağlanma ve kepeklenme, genetik tipte saç dökülmelerini alevlendirir ve iyi bir zemin hazırlar. %2’lik ketokonazol içeren şampuanlarla seboreik dermatit tedavisi yapıldığında saçlardaki incelmede azalma tespit edilmiş. Saç çıkarıcı ve iyileştirici etkisindeki mekanizma tam bilinmemekle beraber ketokonazolun anti enflamatuar etkisine, antifungal veya anti androjenik etkisine bağlı olabilir. Saç dökülmelerinde medikal tedaviye eklenebilecek bir destek şampuan türüdür .
Topikal estron kremleri: Kadın tipi genetik saç dökülmelerinde Yunanistan’da yapılan bir çalışmada, saçlı deriye uygulanan topikal estradiol losyonla, kadınların %65 inde, 12-24 hafta içinde anajen faz uzamış, telojen faz kısalmış ve saç kaybında azalma gözlenmiş. Ailesinde meme ve rahim kanseri hikayesi olan kadınlarda dikkatli olunmalı. Fakat estron kremlerin bu tür topikal kullanımı için ileri tetkik ve araştırma şart.
Simetidin: Histamin blokeri olarak mide ülseri tedavisinde kullanılan bu ilaç, aynı zamanda anti androjenik etkiye sahip olup, dihidrotestersteronun saç foliküllerine binerek saçlarda minyatürleşmeyi başlatmasını engeller. Simetidin anti androjenik etkisi nedeniyle kadınlarda hirşutizm yani vücut ve yüzde aşırı kıllanmayı tedavi etmek için kullanılmakta. Yüksek dozlarda kullanıldığında genetik tipte saç dökülmesinde yüz güldürücü sonuçlar alınmıştır. Erkeklerde bu kadar yüksek dozda alınması feminizan etkilerin ortaya çıkmasına neden olabileceğinden, kullanılmaz.
Yakın gelecekte hamilelik planlayan kadınlar, kesinlikle finasterid ve spironlakton kullanmamalı. Hamile kalıncaya dek minoxil kullanılabilir; fakat doğumsal anomaliler rapor edildiğinden , hamile kalınması durumunda minoxil de hemen kesilmeli .Hamilelik sırasında anajen faz uzadığından genellikle kadınların saçlarında bir canlanma ve kalınlaşma görülür; saçlar doğum sonrası telojen fazına girer ve doğumdan 3-6 ay sonrasına dek pek dökülme yaşanmaz.
Kadınlarda saç dökülmesi tedavisi uzun ince bir yoldur ve mutlaka fotoğraflarla ve saç kütlesini ölçen cihazlarla takip edilmeli; her 6-12 ayda bir hasta kontrole çağırılmalıdır.
Piyasada reklamı yapılan ve saç dökülmesini durdurduğu iddia edilen şampuanlar ve serumların gerçekte saç dökülmesinde etkinlikleri yoktur. Sadece illüzyon yaratırlar. Saçları kalınlaştırıcı, yoğunluğun artırıcı vs ürünler aslında, etkilerini bir sonraki yıkamaya dek gösterebilen, yani ilk yıkamada etkileri yok olan sahte ürünlerdir. Bunlar saç tellerini saran ve üzerlerine yapışan şampuanlar, serumlar olabilir ve geçici olarak saçta kalınlaştırıcı etki gösterebilir. Gerçekte saçlarda kalınlaşma yapmaz ve onları daha iyi hale getirmezler.