Son yıllarda PRP (=Platelet Rich Plasma ; ya da Türkçesi platelet/trombosit yönünden zenginleştirilmiş plasma) saç dökülme tedavilerinde hem ülkemizde hem de tüm dünyada sıkça kullanılan tedavilerden birisi. Hastalarımız da bizlere bu yöntem hakkında pek çok soru sormakta ve haklı olarak tedavinin geçerliği konusunda bilgilenmeye çalışmakta. Bu teknikte insanın kendi kanı kullanılır ve sadece bir ya da birkaç tüp kan alınarak dakikalar içinde ve özel tüpler içinde, belli muamelelerden geçirilerek hazırlanır. İşlem yaklaşık olarak 15 dakika sürer ve kişinin kendi kanından, kapalı bir sistem içinde elde edildiği için hastalık bulaşması ya da alerjik reaksiyonlar gibi komplikasyonlar söz konusu değildir. Burada amaçlanan, plateletlerin normal kandaki yoğunluklarından yaklaşık 2-4 kat daha yoğun bir şekilde elde edilmeleri ve konsantre bir şekilde istenilen hedef dokuya verilebilmeleridir. Platelet ya da trombositler aslında vücutta bir yaralanma olduğunda bünyelerindeki büyüme faktörleri ve diğer pek çok yara iyileştirici faktörü ortama salan; yaralanma bölgesine giderek hasarı tamir eden, dokuyu iyileştiren hücrelerdir. Yani hasarlı dokuda onarımı başlatan ve uyaran hücreler plateletlerdir. Saç ekimi yapılan bölgeye PRP tedavisi yapıldığında ve bu hücreler yoğun olarak enjekte edildiğinde, iyileşme hızlanır ve ekim yapılan alanda kanlanmayı artar. Greftlerin canlı kalma oranı artar, daha verimli sonuçlar elde edilebilir.

Ayrıca zayıflayan saç köklerine yapılan uygulamalarda, saç kıllarının canlandığı, kalınlaştığı ve daha gür hale geldiği izlenmiştir. Plateletlerdeki büyüme ve onarım faktörleri minyatürleşen saç köklerine de uyarıcı etki yapmakta ve canlanmalarını sağlamaktadır.

PRP hazırlama aşaması, dünyada henüz bir standart haline gel(e)medi . Yani değişik uzmanlar tarafından değişik PRP kitleri/tüpleri kullanılıyor ve değişik konsantrasyonlarda platelet elde ediliyor. Platelet dediğimiz kan hücrelerinin işe yaraması ve büyüme faktörlerini ortama salarak canlandırıcı etkisini göstermesi için, aktive edilmesi gerekli . Henüz bu aktivasyon konusunda da dünyada bir konsensüs oluşmuş değil.

PRP uygulamalarının hangi aralıklarla ve kaç seans yapılması gerektiği de biraz muamma; fakat bugün dünyadaki otörlerin önerisi, saç zayıflamasını durdurmak için 3-9 ay aralıklarla, her defasında en az 2-3 seans olmak üzere PRP uygulanması.

PRP konusunda hemen herkesin kabul ettiği ve üzerinde fikir birliği oluşturduğu gerçekler de var: Saçlarında tam olarak dökülme/kellik oluşmamış ve sadece incelme safhasında olan kadın ve erkek hastalarda işe yaradığı bir gerçek. Hastaların %70-90 kadarında saç kalınlığında hafif artış ve saçlarda canlanma görülürken, yaklaşık %20 hasta grubunda beklenen sonuç alınamıyor. Genel olarak yüksek bir memnuniyet oranı biz cerrahları sevindirmekte. Saçlardaki kalite artışı, ortalama olarak PRP uygulamalarından 2- 6 ay sonra görülmeye başlanıyor ve tedavi devam ettirildiği ve destek uygulamaları yapıldığı sürece bu etkiyi korumak mümkün.

PRP uygulamalarında plateletlerin büyüme faktörlerini ortama salmaları sayesinde saçı üreten dermal papilla saç hücreleri gelişiyor, büyüyor. Ayrıca bölgesel kanlanmayı indükleyerek saç foliküllerini besliyor, canlandırıyor ve saç büyümesine pozitif etki ediyor.

Günümüzde PRP tedavisi , dökülen ve incelen saçların kuvvetlendirilmesi için elimizdeki önemli silahlardan birisi. Özellikle medikal tedavi olmak istemeyen yani günlük spreyler ya da tablet kullanmak istemeyen kişiler için bir umut. Medikal tedaviye devam eden ve ek destek tedavi almak isteyen hastalarımıza ya da uzun zaman medikal tedavi uygulamış ve bir sonuç alamamış olan kişilere de kesinlikle PRP öneriyoruz. Saç dökülmesi çok erken yaşlarda başlayan ve saç ekimi için çok erken olduğunu düşündüğümüz genç hastalarımıza PRP öneriyoruz. Bunun dışında bir de medikal tedavisinden çabuk sıkılan ve tedavisine düzgün bir şekilde devam edemeyeceğini bize bildiren hastalarımız var, bu kişilere de PRP uygulamak mantıklı.

Akıldan çıkarılmaması gereken konulardan birisi şu, PRP uygulamalarında ne platelet konsantrasyonu konusunda, ne hazırlama safhasında ve ne de uygulama şekli/seans sayısı konularında henüz bir standart yok. En kısa zamanda bir standart bulunup, tüm dünyada belli bir standartla bu uygulama yapılana dek, hastaların çok ucuz ve kalitesiz malzemelerle hazırlanan ve maliyetleri düşürülmüş PRP uygulamalarına karşı uyanık ve uzak kalmaları çok önemli. Konudaki otoriteler tarafından kabul gören bir uygulama olsa da dünyada henüz PRP uygulamaları konusunda araştırmalar ve bilimsel klinik deneyler/makaleler çok az ve yetersiz.