İlk saç ekimi 1959 tarihinde Amerikalı dr. Norman Orentreich tarafından uygulanmış ve yayınlanmış. Daha sonraki yıllar içinde saçlar büyük kümeler ya da öbekler tarzında ekildiğinden sonuçları pek beğenilmemiş daha doğal sonuçlar için arayış sürmüş. Mikro ve mini greftlerin tanımlanması ile saç nakillerinin çok daha doğal sonuçlara ulaşması sağlanmış. FUT ya da “ Follicular Unite Transfer”, 1980’li yıllarda yapılmaya başlanan saç nakillerine önemli bir açılım getirmiştir. Saçlı derinin arka kısmından ve yan kısımlarından lokal anestezi altında cerrahi yöntemle alınan cilt adası ve burada ömür boyu dökülmemeye kodlanmış olan saç foliküllerinin ayrıştırılarak elde edilmesi, bu tekniğin özünü oluşturur. Alınan saçlı deri bölgesinin kapatılması dikişle sağlanır. Bu yüzden FUT tekniği ile operasyon geçiren kişilerin ense kısımlarında, yaklaşık 25-30 cm uzunluğunda ve deri elastikiyetine bağlı olarak 2-4 mm genişliğinde belirgin bir iz kalır. Soğuk bistüri cerrahisi ile enseden alınan cilt flebinden mikroskop altında kesilerek hazırlanan minik greftler,  genellikle 1-4 saç folikülü içerir.  İlk saç ekimlerinin yapıldığı 70’li ve 80’li yıllarda, kurşun kalem silgisi genişliğinde geniş “punch”larla öbek öbek alınan ve ekilen saçlar çok doğal olmayan, fırça gibi bir sonuçlar doğurmaktaydı. Bu teknik uygulanmaya başladıktan sonra mikro ve mini greftlerle çok daha iyi saç ekimleri yapılabilir hale gelmiş ve saç ekimi popularize olmuştur. Bu teknikte stereo mikroskopik ve çok dikkat gerektiren bir çalışma ile greftlerin zarar görmeden hazırlanması ve hasta beklerken özel bir solüsyon içinde soğutularak korunması  önemlidir. Saç ekilecek alan hazırlanırken önce lokal anestezi uygulanır ve ardından greftlerin yerleştirileceği kanallar çok ince ve hassas cerrahi bıçaklarla açılır. Burada önemli nokta saç ekimi sırasında her bir saç telini doğal çıkış yönüne uygun olarak ve uygun derinlikte yerleştirmektir. Doğal sonuç için bu şarttır. Bu işlem gerçekten özel bir uzmanlık isteyen, tecrübe ve sabır gerektiren bir işlemdir.

FUT tekniğiyle saç ekimi sırasında var olan saçların arasına girilebilir ve hastanın saçları kesilmeden saç ekimi  yapılabilir.

Normalde saç kökleri deri içinde bir ya da birkaç kökün bir arada olduğu tüp şeklindeki anatomik yapılar içinde büyür. Bu yapılar “saç folikülü” olarak adlandırılır. Ekim sırasında genellikle ön kısımlara tek kök içeren foliküler üniteler, arka kısımlara 2-3 kök içeren foliküler üniteler yerleştirilir; arka kısımlarda kullanılan bu çoklu greftler (3-4 köklü) örtücülük adına daha verimli olmaktadır.

Saçlı deri içindeki saç köklerinin yaklaşık %10-15 kadarı hemen her zaman dinlenme periyodundadır (telogen fazı) ve alınan greftler içinde, göremediğimiz ama zaman içinde çıkacak olan saç kökleri mevcut olabilir. Saç folikülleri içinde bizim çıplak gözle göremediğimiz, yeni serpilmekte olan anajen fazı başlangıcında saç kökleri olduğundan, ekim sonrasında çıkacak olan yeni saç sayısı da artabilir. Ama unutulmamalı ki her saç ekim senasından sonra yaklaşık olarak %10 -15 kadar bir saç kökü beslenme problemleri ve diğer nedenlerle tutmayabilir ve kayıp yaşanır.