Sakalın erkeklik ve maskülenite sembolü haline geldiği günümüzde erkeklerin sakalının çıkmaması yani köselik dediğimiz durum, adeta korkulu bir rüya. Sakal ekimi, saç ekimine benzer şekilde, plastik cerrahlar tarafından yapılması gereken, planlaması çok hassas ve estetik bir cerrahi operasyondur. Hastaları değerlendirirken sakal olmayan bölgenin işaretlenmesi, hastanın hangi bölgede ne kadar sakal sıklığı istediği, tüm yüze mi yoksa belirli bölgelere mi sakal ekimi istediği çok önemli . Ekilecek bölge belirlendikten sonra sakal ekimi için yaklaşık ne kadar greft alınması gerektiği hesaplanır. Tüm sakal, bıyık ve dudak altı bölgesi oluşturulacak, tamamen köse bir erkekte sakal restorasyonu için gereken saç folikülleri yaklaşık 3500-4000 iken; sadece çene bölgesi (keçi sakalı) ya da bıyık kalınlaştırma, bıyık sıklaştırma, bıyık-sakal arası bağlantının temin edilmesi için yaklaşık 400 ile 2000 arasında bir greft sayısına ihtiyaç olabilir.
Sakalın restore edilmesi için saç kökleri ense ve kulak üstü bölgeden yani güvenilir donor sahadan FUE tekniği ile alınarak kullanılabilir. Yani saç foliküler üniteleri, yüz bölgesinde sakal çıkışlarına uygun ve gerekli sıklıkta kanallar açıldıktan sonra sakal oluşturacak şekilde yüz bölgesine tek tek transfer edilir. Operasyon lokal anestezi altında gerçekleştirildikten sonra ağrı ve morarma oluşmaz; fakat suratta hafif şişlik, kızarıklık olacaktır. Sakal ekim alanı ve yüzün ilk yıkaması operasyondan 2 gün sonra yapılabilir.
Sakal ekiminde doğal bir sonuç alınabilmesi için kişinin doğal sakal sıklığına benzer sıklıkta ekim yapılması önemli. Sakal kıllarının çıkış açıları çok hassas bir konu: Çoğu zaman çok dik ekilmiş olan sakallar hastada doğal olmayan, fırça görünümü oluşturabilir. Sakal için kullanılan kıl köklerinin yerleştirilme yönleri, doğalda çok farklı yönlerde olabilen sakal çıkış yönlerin taklit etmelidir. Estetik, doğal ve anlaşılmayan sakal ekimi sonucu almak için doğanın rastlantısallığına saygı duymak ve özenle, dantel işler gibi ekim yapılmalıdır.