Bu hafta sonu yapılan “kök hücre uygulamaları ve hücresel tedaviler” sempozyumuna katılma fırsatım oldu. Arkadaşlarımızın yaptığı bilimsel sunumlarda bu hücreleri tanıdıkça ve onlara nasıl muamele edebileceğimizi anlamaya başladıkça bize mucizevi tedavilerin kapılarını aralayacaklarına da hiç şüphe yok. Ama vücudun değişik yerlerinden (kordon kanı, embriyo, kemik iliği ve yağ dokusu gibi ) elde edilen kök hücrelerin günümüzde bir sihir, iyileştirici bir büyü gibi gösterilmelerine karşın gideceğimiz yol daha çok uzun ve bilinmezler çok fazla.
Plastik cerrah meslektaşlarım ve konuyla ilgilenen diğer branşlardan hekimlerin yaptıkları sunumlarda ağır ve ölümcül yanıkların tedavisinden, çok ciddi ve ölümcül olabilecek deri hastalıklarının (epidermolizis bülloza sistika gibi) tedavilerine; yara izlerinin azaltılmasından felçli kişilerin sinir tedavilerine dek geniş bir yelpazede kök hücrelerin kullanımının yaygınlaştığını gördük.
Bu arada PRP uygulamalarına hep biraz “acaba “ diye bakan ve şüpheli yaklaşan bendenizin haklı olduğu ortaya çıktı. Çünkü dünyada PRP uygulamalarında yapılmış bilimsel çalışma adeti çok az ve bu çalışmalarda kullanılan denek (insan) sayısı çok yetersiz. PRP uygulamalarında kullanılan standart bir kit yok ve ne kadar kan alınarak uygulama yapılacağı, nasıl (ne sıklıkta ve hangi zaman aralığında uygulanacağı) gibi bilgiler hala belirsiz.
İnsan yağ dokusundan elde edilen kök hücreler vücudun diğer yerlerinden elde edilen hücrelere göre çok daha etkin ve yaşlanmaya karşı (anti-aging) tedavi çalışmalarında kullanılması çok daha kolay. Örneğin gençlik iksiri gibi sunulan ve kulak arkasından alınan bir parça deriden elde edilen fibroblast kültürleri kök hücre değil. Bunlar “deri spreyi şeklinde “ yanıklarda uygulanabiliyor; yada yüzümüzdeki kırışıklıkların giderilmesi için cildimize enjekte ediliyor. Oysa vücudumuzda bulunan yağ dokusu içindeki kök hücreler pek çok değişik hücre tipine dönüşerek değişik dokuların tamiri ve yenilenmesinde kullanılabilmekteler.
Hücrelerin doğal yaşam döngüleri yani kronoloji yaşlanmaları, laboratuar şartlarında defalarca çoğaltılabilmelerinde ve üzerlerinde bilimsel çalışmalar yapılabilmesinde çok önemli bir faktör. Yapılan çalışmalarda değişik yaşlardaki kişilerden alınan yağ hücrelerinin kronoloji yaşlanmaları incelenmiş ve diğer hücre tiplerine göre daha fazla protein ürettikleri ve bu sayede laboratuar şartlarında çoğalabilme ve kendi durumlarını sabit şekilde sürdürme açısından daha etkin oldukları gösterilmiş.
Yağ hücreleri içindeki kök hücreler çok sağlam ve gürbüz hücreler. Hatta yaşlı insanlardan elde edilseler bile çok dayanıklı ve “ genç” görünüyorlar. Yağ dokusundan elde edilen kök hücreler gelecekte gençlik çalışmaları ve doğal yaşlanma konularında araştırma yapmak için de kullanılabilecek en uygun hücreler gibi görülüyor çünkü yaşatılmaları çok daha kolay.
© 2022 - İlhan Serdaroğlu KVKK Hakkında Bilgilendirme Çerez Politikası
Acil durumlar için (0533) 611 16 71